22. ve 23. Dönem Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan, “Hesabını kitabını yapanlar iyi yapmalı. Türkiye’min istikrarı, devletimin büyümesi, vatandaşımın huzuru için evet diyorum.Evet diyenler üstün, hayır diyenler başka türlü demiyorum. Hayır diyen arkadaşlarım var. Hiçbirini düşman olarak görmüyorum” dedi.
Erdoğan, düzenlediği basın toplantısında Türkiye’nin on yılda bir darbeler yaşadığını, darbelerin ardından istikrarsız dönemler yaşadığını belirtti.
Değişikliğin getirdiği yenilikleri yedi maddede toparlanabileceğini ifade eden Erdoğan şöyle konuştu:
“Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin genel faydaları nedir dersek, kalıcı siyasi istikrar, hızlı ve etkili icraat, güçlü icraat, güvenli ve huzurlu Türkiye, güçlü meclis, güçlü temsil, birlik ve uzlaşma temeline dayanması, güçlü yönetim, güçlü meclis, Türkiye’nin bekası için toplumun önüne evet başlığı altında hükümetimiz, cumhurbaşkanımız ve MHP öncülüğünde bir adım atılmıştır. Bunun karşılığı da vardır. Bu ülke 80 milyon insanın yaşadığı, huzurlu ve mutlu fertlerin arzulandığı bir coğrafyadayız.
Zor bir coğrafyadayız. Bizi parçalamak bölmek isteyenler var. İçeride ve dışarıda. Bunların hesabını biliyoruz. Bunları bilen ülke yöneticileri, 14-15 yıllık istikrar ortamını hesaba katarak değil, bunun daha sonra da devamı için bir adım atılmıştır. Bunun birincisi gençlere güvendir. Atatürk’ün dediği gibi, ‘Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak sizsiniz.’ Dünya ortalaması 20-21’dir. Türkiye’miz bunun tabanına inmiştir. Milletvekilliği sayısını daha fazla temsil, daha fazla halka dokunmak için 550’den 600’e çıkarmıştır.
Cumhurbaşkanlığı seçimi ve meclis seçimi dört yılda bir değil, beş yılda bir yapılacak. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci dönem geliyor. Cumhurbaşkanı yenilenecekse, parlamento da yenilenecek. İkisi birbirini kontrol için biri seçime götürecekse, kendisi gidiyorsa karşı taraf da gidiyor. Cumhurbaşkanının partisiyle ilişkisi yoktu. Şimdi partili cumhurbaşkanı geliyor. Dünyada bunun örnekleri çok. Amerika, Fransa gibi.
Cumhurbaşkanına kararname çıkarma yetkisi veriliyor. Eğer işine gelmiyorsa parlamento kararnameyi kanunla değiştirebiliyor. Üst düzey idari görevlileri cumhurbaşkanı atıyor. Sorumlu cumhurbaşkanı geliyor. Eskiden yetkisi çok, sorumluluğu yok bir cumhurbaşkanı vardı. Bütçe hazırlama yetkisi cumhurbaşkanına veriliyor. Cumhurbaşkanının kendisine diye düşünmeyin. Onun da kurumları vardır. Onlar hazırlayacak. Meclis onaylamazsa ne olur? Ereğli belediyesinin bütçeyi onaylamaması halinde belediye çalışamaz. Meclis onaylamazsa onun da formülünü bulmuşlardır. Geçici bir bütçe yapılabilir. Cumhurbaşkanının bütçe onaylamaması halinde cumhurbaşkanının eli kolu bağlıdır. Onun parlamentoya, parlamentonun cumhurbaşkanına güveni önemlidir. Uzlaşma bu konuda önemlidir.
Sıkıyönetim kalkıyor, olağanüstü hal yeniden düzenleniyor. Yargının bağımsızlığına tarafsızlığı ekleniyor. Yargının sivilleşmesi geliyor. Askeri yargı sivil yargı diye bir şey yok. Askeri yargı vatandaşın yargısından farklı olamaz. Askerin rütbesine göre değil, suçun niteliğine göre sivil yargıda ifade edilecek. HSYK’ya yeni düzenlemeler geliyor. Bunların yeniden yapılanması sözkonusu”
“NOKSANLARI VAR MI?”
Ülkenin bunların sonunda bir çıta yükselmesi yaşayacağını ifade eden Erdoğan şöyle devam etti:
“Ülkemizin büyümesinden, gelişmesinden, köprülerin, yolların, en büyük havaalanının yapılması birilerini rahatsız ediyor. Çanakkale köprüsü, Avrasya tünelleri, karayolu, havayolu ve demiryollarında, ulaşımda dünya lideri bir ülke. Demokrasinin de arada bir kösteklendiği bir ülke olmasını arzu etmem. Ben İspanya’yı, Güney Kore’yi, Japonya’yı bilirim. Bunlarda petrol yok. Kaynak olarak gerçekten bizim ülkemizden farklı durum yok. 1960’ta milli gelir bunlarda Güney Kore’de dünya bankası verilerine göre, 165 dolar, Japonya’da 480 dolar, İspanya’da 470 dolar. Türkiye’de ise 462 dolar. Şu anda o ülkelerin hepsinde en az 25 bin dolar. Türkiye’de ise 10 bin dolar. 2003’ten 2007’ye kadar 3 bin dolardan 10 bin dolara getirdik. Ne hikmetse orada durakladık. Bizim hedefimiz de 25 bin dolardı.
Niye böyle oldu. Farklı gelişmeler oldu. Cumhurbaşkanı seçimleri tıkandı, 367 garabeti oldu, kitap fırlatma olayı oldu. Ülkemiz fakirleşti. Rahmetli Sabancı servetim bir günde yüzde 40 küçüldü dedi. Böyle istikrarsız bir ülkeye dışarıdan kimse yatırım yapmıyor. Noksanları var mı var. Buna rağmen CHP ve diğer partiler komisyonlara katılsaydı diye gönül isterdi. Bakıldı, görüldü, Cumhurbaşkanlığı sistemi fiili olarak sahaya indi. Yüzde 52 oyla seçildikten sonra. Tamamen halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı olarak, 82 anayasasına göre yetkilerimi kullanacağım dedi. Birileri bunu sistem farklılaşıyor deyince MHP genel Başkanı Bahçeli bu öneriye öncülük yaptı, AK Parti de bunu değerlendirdi. Parlamentoda bu karar alındı.
Hesabını kitabını yapanlar iyi yapmalı. Türkiye’min istikrarı, devletimin büyümesi, vatandaşımın huzuru için evet diyorum. Evet diyenler üstün, hayır diyenler başka türlü demiyorum. Hayır diyen arkadaşlarım var. Hiçbirini düşman olarak görmüyorum. Bu ülkenin değerleriyle, birliğiyle sorunu olan, silah ele alanlardan nefret ediyorum. Onun dışında herkes kardeşimizdir. Elinde silah olmayan herkesle oturup konuşmamız lazım.”
“BUNLAR SİYASİ ANLATIM BİÇİMİ…
Erdoğan, “Kuvvetler ayrılığı konusunda endişeler var, kontrol mekanizması nasıl kurulacak, bu yetkiler sadece görevdeki cumhurbaşkanına yönelik istendiği konusundaki eleştirilere” ne dediğinin sorulması üzerine şunları söyledi:
“Bugün Türkiye’nin yüz yıllık geçmişine baktığımız zaman yüzde 50’nin oydan fazlasını almış biri yok. Cumhurbaşkanı olarak. Muhafazakar çizgide MHP ve CHP bir araya gelip Ekmelettin beyi aday göstermiş. Demek ki MHP önceki seçimde CHP ile birlikte hareket etmiş, bugün de AK parti ile hareket ediyor. Demokrasilerde bir oy üstünlükle iktidar olunur. En iyisi bu olduğu için böyle olmuş. Bu bir siyasi anlatım biçimi olarak açık arama yaklaşımıdır. Dilerdik ki farklı argümanlarla biz Evet’i daha iyi anlatalım. Hayır diyenler de alternatifi nedir diye arasın. Eksikleriyle birlikte geçecektir. Eksiği varsa yolda düzeltilecektir. Kalkınmayı sağlamadan beşinci senenin sonunda cumhurbaşkanının toplumdan destek alacağını zannetmiyorum.
Kuvvetler ayrılığı konusunda da dengeler vardır. Bugün parlamentoda seçilenler, kanunları yapanlar, hangisi tam demokratik yapıya göre seçiliyor. Onda da eksiklikler var. Şu anda hukuk sistemimizin durduğu nokta belli. Herkes birinin adamı olmuş. Rahmetli Özal’dan bu yana verilecek çok hesap var. 15 Temmuz konusuna baktığımız zaman, rahmetli Erbakan dışında tüm liderlerin bunda kabahati olduğunu düşünüyorum. Eşit bir hukuk hepimizin isteği. Kusur, hata varsa, yol alırken bunlar giderilsin diye diliyorum. Bundan daha kötü olacağını düşünmüyorum.”