İYİ Parti Kardeniz Ereğli Kadın Kolları Başkanı Meryem Yazgan ve yönetimi, 22 Ağustos 2020 Cumartesi günü, 14-17.00 saatleri arasında, Çınaraltında Çilek Kafede, İstanbul Sözleşmesi'nin iptali ile ilgili basın açıklaması ve etkinlik gerçekleştirdiler.
Yazgan, basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Kadına şiddet ve aile içi şiddete bir nebze olsun çözüm üretmek amacıyla hazırlanıp imzalanan resmi adıyla Avrupa konseyi sözleşmesi diğer adıyla İstanbul sözleşmesinin iptal edilmemesi adına Kdz.Ereğli İYİ Parti Kadın Kolları olarak halkımıza sesimizi duyurmak amacıyla burada bulunmaktayız.
Bir insan sözlü olarak kendini ifade edemiyor ve kendisinde özgüven duygusu yetersiz ise şiddete başvurur. Şiddet, bir canlının fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik yönden zarar gördüğü her tür davranışı kapsar.
Aile içi şiddet, kadına, erkeğe, çocuklara, hayvanlara şiddeti son yıllarda çok fazla duyar olduk. İnsan içinde barındırdığı öfkeyi şiddet göstererek dışarı yansıtır. Sözlü ithamların ardından fiziksel eylem gelir ki bunun adı şiddettir.
Kamuoyunda ‘’İstanbul sözleşmesi’’ olarak bilinen sözleşmenin resmi adı ‘’Avrupa Konseyi Sözleşmesidir’’ . Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye dair uygulanan bir sözleşmedir.
Sözleşmenin ilk akla gelen özelliği ‘’Kadına yönelik şiddet ‘’ konusuna sahip ilk uluslar arası bir sözleşme olmasıdır."
İstanbul sözleşmesi; 2011'de İstanbul’da imzaya açılan, 2012'de meclis tarafından kabul edilen ve 2014 de Türkiye de yürürlüğe giren, şiddete maruz kalan herkesi kapsayan bir güvencedir. Din, dil, ırk, kadın, erkek, çocuk fark etmeksizin şiddete maruz kalanların devlet tarafından korunmasını içeren uluslar arası bir güvencedir.
İstanbul sözleşmesinin iptal edileceği medya ya bomba gibi düştüğünden beri, her yerde ‘’İstanbul sözleşmesinin iptali söz konusu olamaz’’ savunmaları gündeme geldi.
Yıllardır, bizler ilk imzayı İstanbul da atan ilk ülke olarak gereken hassasiyeti sanırım yeterince gösterememişiz. Uluslar arası böyle bir sözleşmeden sonra şiddete maruz kalan vakka sayısı eksileceğine, yapılan kamuoyu araştırmalarında daha çok arttığı ve kadına yönelik şiddetin bırakın gerilemesi frenleyemediği gözleniyor.
Kadına yönelik şiddette verilecek olan mücadelenin başında çok ciddi bir eğitim gelir. Önce dilimizi şiddetten arındıralım ki toplum da şiddetten arınsın.Çözüm odaklı hareket edersek toplum olarak üstesinden gelinmeyecek hiçbir sorun yoktur. Elbette STK na bu meyan da çok görev düşüyor.
İstanbul sözleşmesinin tam olarak ne olduğunu bilmeyen çok fazla insan var ki, bu da kanımca STK larının, kolluk kuvvetlerinin, siyasi idarecilerin eksikliğidir. İnsanlara Uluslar arası bir sözleşme güvencesi altında oldukları ve hakları çok daha önceleri anlatılarak insanlar aydınlatılabilirdi. Yürürlükte olan bir sözleşmenin iptali söz konusu ise burada durup ‘’ biz nerde yanlış yaptık, eksik olan ne ‘’ diye düşünmek gerek.
2014 yılından bu yana biz halka, bu sözleşmeyi, kullanmamız gereken haklarımızı anlatamamışsak, kendimizi sorgulamalıyız ‘’ bugün verdiğimiz kitlesel mücadeleyi keşke yıllar önce kadınlarımızı hukuksal hakları konusunda aydınlatmayı başarabilseydik. ‘’
Kadın haklarını koruyan uluslar arası bu sözleşmenin iptali söz konusu olduğunda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan ‘’ BU KONUYU HALKA SORUN ‘’ demiş. Öyleyse şimdi bizlere düşen görev yıllar önce yapmamız gereken ‘’ diğer adı Avrupa Konseyi Sözleşmesi olan İstanbul Sözleşmesine sahip çıkmak ve iptal edilmesine engel olmak.İstanbul sözleşmesinde Devlet kurumları ve görevlileri, kadına karşı şiddet uygulanmamasını sağlamak, kadının hukuki haklarını savunmak gibi maddeler mevcuttur.
İstanbul sözleşmesi, güven içinde yaşamı sağlama yolunda atılan önemli bir adımdır. Şiddetin önlenmesi, mağdurların korunması ve şiddet uygulayanların adalete teslim edilmesi, bu sözleşmenin temel taşlarını oluşturmaktadır.İstanbul sözleşmesinde verilen mesaj; Kadınlara yönelik şiddetin, aile içi şiddetin, özel hayatta gizli kalacak konular olmadığıdır.
İnsanlar her ne olursa olsun, devlet koruması altında olduğu güvencesiyle yaşama hakkına sahiptir.
İstanbul sözleşmesi iptal edilecek değil, aksine bütün kadınların el ele verip sahip çıkması gereken çok önemli uluslar arası bir sözleşmedir. Biz kadınları koruyan İstanbul Sözleşmesine gelin hep birlikte sahip çıkalım.
Unutmayın ki Ülke nüfusunun tamamını kadınlar doğurdu."