Bir kadının iş, aş, sevgi ve mücadele azminin öyküsünü okurlarımızla paylaşıyoruz.
O bir anneliğin, iş kadını olmanın ötesinde idealleri ve inancıyla öncelikle çocuklarıyla birlikte yaşama insanlar kazandırabilmenin mutluğunu yaşıyor.
HER MEVSİMİN YASEMENİ
S.Rota Haber, Yasemin Madenci ile söyleşi yaptı. Dünyada, Türkiyede ve de Ereğlide bir ilki gerçekleştirerek Down Sendromunu MEBde kurumlaştırdı. İlkleri gerçekleştirmede ilgi, şefkate karşılık, ilgisizlik, vefasızlıklar yıldırmamış. Pozitif yaşam ve çözüm odaklı inancı İşte çağdaş kadınımıza örnek olurken ödülleri teselli, sevgi gücünün azmi ise mutluluğu olmuş.
Röportaj: Seyhan DİKAY
Gazetemizin her sayısında gerçekleştirdiğimiz röportajın bu haftaki konuğu çevremizde sosyal ve toplumsal yönüyle tanınan, Dünyada, Türkiyede ve Ereğlide ilkleri gerçekleştirmesine karşın iç dünyasının bilinmeyen ancak sevgi ve inanç gücüyle hedeflerine ulaşan Yasemin Madenci oldu. Madenci ile bir anneliğin, iş kadını olmanın ötesinde idealleri, inançları ve çözüm odaklı hedefe ulaşmada,Çaresizliklerden çareler üreterek çocukları ile birlikte yaşama insanlar kazandırmanın mutluluğunu paylaştık. Bir kadının tüm olumsuzluklara rağmen yılmadan, usanmadan, sosyal, kültürel ve bürokratik duvarları aşarak ideallerini gerçekleştirmenin öykülerini paylaşıyoruz. Sosyal, çağdaş ve ilkeli duruşunun ardında engin bir sevgi ve paylaşma gücü olan Madenciyle söyleşimizde Toplumsal eğitimin alt ve üst kesimlere yansımalarının yol açtığı ilgi-ilgisizlik, vefa-vefasızlık, şefkat ve duyarsızlık, sözde dostluklar ile dolu dolu geçen bir yaşamda en büyük mutluluğu geleceğe bir insan hazırlayabilmenin verdiği huzur gözleniyor.
Yasemin Madenci ile söyleşimizde pek çok öykünün bilinmeyenleri zaman zaman yaşam gel-gitleri, duygu dalgalanmalarına ve hatta gözyaşlarımızda bütünleşti. Özünde idealit bir eğitimcinin aile ve sevgi bağındaki fedakarlığı, dominant sevgi ve şefkatin yaşamın her alanına yayılmasının güzelliklerini hissettim.Sorularımıza içtenlikle yanıt verirken zaman tünelindeki molalarımızda duygularımızla, gözlerimizle çok şeyi de yaşayabildim. Çağdaş ve toplumcu kadın böyle olmalıdiyebildim.Söyleşimize içtenlikle yanıtlar alırken zamanın su gibi akıp gittiği yaşanmışlıkları Noktasına, virgülüne dokunmadan okurlarımızla paylaşıyorum.
Kendinizi kısaca bize tanıtır mısınız?
Ereğlide doğdum, İlkokula kadar İstanbul Beşiktaş semtinde yaşamımızı sürdürdük. Alemdar İlkokulunu orta öğrenimim izledi.Kdz.Ereğli TED kolejini bitirmenin onurunu yaşadım. Gazi Üniversitesi İngilizce bölümünü kazandım. Üniversite mezuniyet döneminde eşim Mehmet Arif Madenci ile tanıştım. Eşim ve ailesi tanışmamızın birinci yılına kadar mesleğimi yapmama izin verdiler. Bir yıl sonra evlenmem ve daha sonra çocuklarımın öğretmeni olmamı arzulamaları, eşimin sevgisinin ağır basması sonucu mesleğimden ayrıldım. Sevgili eşim hayatım boyunca beni eğitimden uzak tutmadı.
Mesleğimi yapamadım ama hayatım boyunca o hüzün ve üzüntüyü yoksul,onurlu ailelerin çocuklarına eğitim sağlayarak, onlara destek vererek geçirdim. Aynı zamanda Okul yaptırmak ve ad vermek yerine görülmeden, duyulmadan Milli Eğitim Bakanlığının bildiği, taktir ettiği, ödüllendirdiği bir şekilde eksiklerini tamamladık. Tercihimiz okul yapmak yerine okul ihtiyaçlarını karşılamak oldu. Öyle mutlu olduk. Yoksul öğrencilere evde ders verdim, Üniversite öğrencilerinin ödevlerine, tezlerine yardımcı oldum.
Amacımız görülmeden, duyulmadan, sessizce, çocukların onurlarını kırmadan sayıları 300 -350 bazen 500e yakın öğrenciye burs verdik.Onların doktorları, sağlık problemleri, mezuniyetleri, giysileri, bazılarına yurt dışı mastırlarına kadar yardımcı olduk, ve bunları yaparken (Madenci Vakfı ve Elifnaz) vakfı kurmayı hiç düşünmedik. Her yıl bir okul yaptırmak yerine okulların ihtiyaçlarını karşıladık. Okullarda Atatürke layık bir şekilde modern ve çağdaş köşeler yaptırmayı tercih ettim. Ereğli büyük bir şehir olmasına ve 150nin üzerinde dernek bulunmasına rağmen, Ereğlide ki diğer derneklere örnek olması açısından isim vermemi önerdiler.Milli Eğitim Bakanlığı ve Kaymakamlıktan çok taktir belgeleri geldi.
Eşim iş adamı Mehmet Arif Madenci- Madenci Gemi Sanayinin sahibi, Tersanemiz, Dünyaya Ereğliden ilk gemi yapan firma. 35e yakın gemi yapılarak yurt dışına gönderildi. Eşimin dedesi armatördü. Kayınpederimde tek erkek çocuk olduğu için eşimin olmasını ve oğullarımın da bu işi devam ettirmesini arzuladı. Büyük oğlum Ahmet, işletme düşünmüştü küçük oğlum Mehmet, babası gibi Uluslararası Siyasi İlişkiler yapma arzusundaydı, fakat oda zorunlu büyük dede mesleğini seçti, Eşim geçirdiği kaza nedeniyle tahsilini yarıda bırakıp Türkiyede Dil Tarih Coğrafya Fakültesini bitirdi. Bu sırada birbirimiz tanıdık. Gördük ve evlendik.
Üç dünyam dediğim Ayım, Güneşim, Yıldızım Ahmetcim 33,Mehmetcim 28, Elifnazcım da 23 yaşında. Elifnazcımın özel oluşu hiç bir şeyi değiştirmedi. Hayatım boyunca tanrıdan hep özel bir çocuk istedim. Tanrı beni kırmadı verdi. Kanatsız meleğim ile çok güzel günler geçirdik.Bütün Ereğli Elifnaz için verdiğim çabayı, uğraşı bilir.Bir çok insana örnek oldu. Tanrıdan hep 6 çocuk istedim ama 3. çocuğumun özel olmasına rağmen yine de istedim. Hep evimizde 6 kişilik masalar, iki de anne-babayla 8 kişi olmayı düşledim.Ama tekrar hamile kalırsam Down sendromunun yeni çocukta da %80 oranında olabileceğini ancak bunun kadar iyi olma ihtimalinin olmadığını söyleyince doktorlar, eşim ve çocuklarıma danıştım. Onlarda riske girmemem gerektiğini söylediler. Hayat çok hızlı geçti. İki oğlumda evlendi. Büyük Gelinim Anna Ukraynalı, diğeri Burçak Ereğliden ikisi de evlatlarım gibi ikisi de muhteşem eş ve 4 yaşında Sofia Yasemin adında torunum var.
Ereğlide özellikle engelli çocukların eğitimi ve gelişimi konusunda desteklerini izliyoruz, bu çocukların rehabilitasyonunda hangi düzeydeyiz?
Hayallerime kavuşmam bana yetmedi, çok iyi bir öğretmen olabilirdim.Ama iyi bir Eğitim sever oldum. toplum emekçisi oldum.Özel bir çocuk istedim. Sahip oldum,mutlu büyüttüm. Eğitimciyim, çok iyi gözlemciyim. Çok zorlanmadım ama öncelikle anne babayı eğitmeyi tavsiye ediyorum. Çocuğunu kabul ederse başarı daha yüksek oluyor. Benim yaptığım en önemli faaliyetlerden biri Kaynaştırma programı. Eğer bugün bu varsa bunda benim ve eşimin imzası var. Elifnazcığımın Devlet okullarının haricinde hiçbir okula kabul edilmemesi nedeniyle verdiğim mücadelede kaynaştırma programını getirdim, sundum.Türkçeye çevirdim.Dünyadaki örneklerini getirdim. Bunları hiç kimse bilmez. Bugün,Türkiyede kaynaştırma programı her sınıfta, her okulda uygulanıyor.
Bizim ki ise uzun bir mücadele. İlkokul 1.sınıfta başlayan ve Elifnaz Liseyi bitirene kadar devam eden. Kaynaştırma programını ve Elifnazı kazandık,Özellikle bugün ki İktidarının Başbakanımız Recep Tayip Erdoğanın özel çocuklara ve ailelerine verdiği destek inanılmaz. Bir kere ailenin maaşa bağlanması çok önemli, Aile karşısında çocuk daha özgüvenli el üstünde tutulan bir evlat oluyor. Buda tabi ki çocuğun mutluluğuna neden oluyor. Devlet özel çocuklara çok sahip çıktı. Maaşıyla, kontrolüyle, eve hizmetiyle. Bir gün Türkiyenin bugünlere geleceğine inanamıyordum.
Çağımızın hastalığı konusunda büyük bir mücadele veriyorsunuz, bu hastalığın tedavisinde toplumsal desteği bulabiliyor musunuz?
Ben bulamadım. Bunların yazılmasına da hiç üzülmüyorum.Yakında çıkacak olan kitabım Elifnazda okuyucularımla paylaşacağım.Ereğlide doğdum büyüdüm, Ereğlide gönlümü, enerjimi,sevgimi,ruhumu,hayatımı verdim. Ereğli benim yaşam sevdamdı.Burada kalmak, yaşamak ve yaşadığım yerde yoksul, fakir bütün insanlara biliyorsunuz ekmek projelerim,yardım kuruluşlarım onlara yetişmek adına burada yaşamayı düşünüyordum.Ancak Ereğliye verdiklerimin hiç birinin karşılığını alamadım.Tabi ki bundan da hayıflanmıyorum.Ben yaptıklarımın tabi ki karşılığını beklemedim ama zannettim ki böyle özel bir çocuğa sahip çıkınca verdiklerim bana geri dönebilir. Utku Kolejinden değerli öğretmen Ümran Hanım.Elifnaza gönül veren hayatımızın,mücadelemizin en önemli ismi. Madenci ailesi olmanın avantajları olduğu gibi dezavantajlarını da oldu.Acısı evladımdan çıktı. Ama azmin yardımıyla ilk,orta,Lise tahsilini tamamladı. hatta Üniversiteyi kazanma ihtimali %de 80di.O dönemde Oğlum Ahmetin sağlık problemleri cereyan ettiğinden Elifnazın Üniversite hayatına merhaba diyemedik.
Ben insanın gönlüyle, sevgisiyle en önemliside Allah sevgisiyle her şeyin çözümleyebileceğine inanıyorum.Biz Down sendromunu normale çevirdik ve oğlumda son derece sağlıklı,bakımlı hayatı devam ediyor. İngilterede Oxfordda işini kurdu.Ben ölene kadar maddi,manevi fakirime, yoksuluma yardım edeceğim. Özel bir çocuğum olduğu halde hiç üzülmedim çünkü ben istedim.
2005 yılında Halk Kahramanı seçildim,587 erkek 3 kadın. Ben o gün sahneye çıkmaktan utandım. Ödül alırken de çok şaşırdım. Bu ödülü niye hakettiğimi anlayamadığımı söyledim. Özel bir çocuğum olduğundan , böyle bir hayatta içine kapanmak yerine diğer engellilerle paylaşmak,maddi ve manevi bütün ekonomik gelirlerimi özel çocuklara ayırmakla geçirdim.
Çok yalnız kaldım ama yılmadım.Dostlarım kalemlerim, kağıtlarımdı,İşte o süreçte kitap yazmaya karar verdim.Ama sonra öğrendim ki İstanbulda ve yurt dışında ki pek çok insan bile yalnız kalmış.Gönderecek okul bulamadığımız halde inat ettik, Ereğli sevdamızdan vazgeçmedik inat ettik. Elifnazı burada okuttum. Bileğinin hakkıyla Güzel Sanatlara girdi. Zonguldakta sayısal 3. Türkçe 1.oldu.Bunlar benim Madenci oluşum ya da Yasemin hanımın kızının etkisinin oluşundan değil. Piyano çaldı.Kendi çalmıyordur öğretmen yanında dediler. İnsanların gözü önünde resim yaptı. Kendi yapmıyor dediler. Şiir yazamaz dediler. İnanılmaz güzel şiirleri var. Elifnaz yılmadı. Beni örnek aldı, 23 yaşında çok kolay yaşamıyor.Onu küçükken giydirirken,süslerken hayat çok kolaydı. O zaman kutu bebek gibiydi. Amaç hep bir şeyleri öğrenmesiydi. Çok kısa zamanda çok yol kat ettik. Piyano, resim, şiir, yüzme Fakat şimdi onlar bitti. Çok yalnız ve arkadaşı yok. Arayanı soranı yok. Özel olduğunu hissettiriyorlar. Hayatımız boyunca hep başkalarının çocuğu, özeli ve ailesi için yaşadık.Romantik Restaurantı açtık.Sahibi Elifnazdı.Öyle olduğu halde kızıma bir merhabayı esirgediler,çoğu şu an Ereğlide yaşayan Elifnazın bursunu alan ve o bursla mezun olan öğrenciler bile gelip nasılsın demediler.
Özel çocuğuma bir merhabayı dahi hiç tanımadığı bir hanımefendinin bile onu öperek sevgisini göstermesi Elifnazı duygulandırıyor. veya güzelsin demesi gibi. O nedenle anladım ki, beyin de sıfatlama çok önemli. Yoksa sınıflarla, derneklerle değil. Elifnazcım 8 resim sergisi açtı.4 alt sınıfı açtı.Labaratuvarlar açtı.Ekmek kardeşliği projesinde binlerce ekmek dağıttı, Devlet bunu taktir etti, Kaymakamlık, Bakanlıktan ödüller aldık. Ama bizim istediğimiz çerçeveli, bir kenara, çekmeceye koyduğumuz ödüller değil. Biz Merhaba Elifnazcım. Ne kadar başarılısın. Sana hayranız.demeleridir ve taktir etmeleridir. Çocuklarıma Bir Demetten bunu yansıtan bir alıntıyı anlatmak istiyorum:
O, yürümeyi ve koşmayı bir yaşında öğrenip, Doktorları hayrete düşüren,
O, yüzmeyi , derin ve soğuk suları bile sevmeyi büyük bir istekle öğrenen,
O, karda kaymayı , gözyaşlarının donmasına bile aldırmadan bile başaran,
O, gevşek kaslarına rağmen , saatlerce dans edip M.EB.na bağlı , bale okulunun sınavını kazanan,
O, org çalmayı, notayla zekanın paralel geliştiğine inanarak ,tüm çevresindeki insanları bile şaşırtan.
O, okumayı ve yazmayı , her çocuk gibi 7 yaşında ama onlardan biraz daha çalışarak öğrenen bir çocuktu.
Farz edelim ki ;
O bunların hiçbirini başaramasaydı, bu onun suçu değildi.
Biz onunla yaşamaktan mutluyuz .
Tanrıma yuvamıza gönderdiği kanatsız melek için teşekkür ediyoruz.
Bu savaşın tüm meleklerine yüreğimi veriyor, onların fedakar savaşçı ailelerine saygı duyuyor.
Ve bu savaştaki tüm eğitimci gönüllü askerlerine de şükranlarımı sunuyorum.
Hep birlikte inançla, sevgiyle
O bugünleri hak etti. Yapabilecek altyapısı da olmayabilirdi. Benim gibi güçlü bir annesi ve imkanı olmayan bir ailesi de olabilirdi. Her şey İmkanda değil, güç de değil, beyin de değil. Tanrı sevgisi onu, severek yetiştirirken gurur duyduk. Tanrıma bana böyle kanatsız bir meleği verdiği için her günüme şükrediyorum. Hiç ondan utanmadım.
Yasemin Hanım yaşadıklarınıza bakarsak, hayat hikayeniz Elif Naz ve diğer özel gereksinimli çocuklara, fakir ailelere verdiğiniz tartışmasız mücadele ve ortaya çıkan bir halk kahramanı Siz hep şık ve itinalı giyim tarzı olan bir hanımefendisiniz. Peki, bunu nasıl başarıyorsunuz. ?
Ben önce kendim sona eşim için bakımlı olan bir hanımefendiyim, ama çok yorgunum. Bu bir gerçek. Bunu oğlum Ahmetin rahatsızlığından sonra hissettim.Çünkü tam artık nefes alayım derken baktım ki dünyada rahat yok. Hayat hep bir sürpriz. Bu Röpörtajı sizinle 10 dakikada da yaparım istersem, ama o zaman Seyhancığım beni tanıyamazdın.Yaşadıklarımı anlayamazdın. Sende bir anne adayı olarak neler yaşadıklarımı (çok imkanlarında olsa, bakıcında olsa) anlayabilmelisin.Ben ise dadısız ve bakıcısız büyüttüm.Ben o zaman anne değilim ki dedim. Tanrıdan istedim bana verdi. Anne olarak görevim dedim. Ama özel bir çocuğa sahip olmama rağmen Yasemin Madenci hala giyinebiliyor, çok bakımlı ve itinalı olmama şaşıranlar hep oldu oysa ben hep onlara şaşırdım..Çevrem inanamadı. Ama ben yaşamımda bugüne kadar Elifnazı normal çocuklarımdan hiç ayırt etmedim. Örnek bir çocuk yarattım. Tanrıdan istedim ve mutluydum.
Y1-Y2-Y3 ile Ereğlide yardıma ihtiyacı olan ailelere katkı vermiştiniz. Bugün ise farklı bir sektörde yer alıyorsunuz. Bu değişimi açıklar mısınız?
Yardım 1 (Y-1) Türkiye tarihine geçecek kuruluşlardan biriydi. Tek başıma hiçbir kimseden güç almadan maddi ve manevi yoksul insanlara destek verdiğim onlara gelir kazandırdığım, ürünleri sattığım gibi yerlerdi. Sanki mazide kaldı gibi.(Y-2) Burs verdiğim, iş verdiğim yardım kuruluşuydu.(Y -3) Ekmek kardeşliği projesi dünyada ve Türkiyede ilkti.Fatih Terim Beyle Anadolu yıldızı olduk.Çok güzel projeydi.Her evden bir ekmek annesi, ekmek kardeşi , ekmek baba olayına katılmalarını sağladım.Katılım sağlayanları farklı şekillerde onure ettim. Sıcak ekmeği sevgiye benzettim. Her gün taze ve her gün sıcak olabilirse insanlara faydalı olabileceğini söyledim. Ayda 10 bin ekmek dağıttık. Çevre köyler de dahil olmak üzere yani bazen bir domatesimin yanında ekmek yok, aç yatırıyorum diyen insanların o ekmeği aldığında ki mutluluklarını asla unutamam. Ereğli halkına bu konuda çok teşekkür ediyorum.Hiç ummadığım Öğretmenler, eğitimciler, kapıcılar, az gelirli ama fedakar insanların desteğiyle bu projeyi yürüttüm.Ulusal Dergilerde Ekmek Kardeşliği Projemiz geniş yer almıştı.
Geçmiş yıllarda, İstanbulda bir arkadaşım Otellerinin eşyalarını değiştiriyordu. O dönem Tırlarla eşyalar geldi.(Koltuk, avize, buzdolabı) olmayan insanlara dağıttık. Odun, kömür,gıda gibi, en ufak oyuncağa kadar, evi yananlara, evlenecek olanlara gelinlik Ama bir zaman sonra artık tamam dedim. Daha sonra Ereğlide farklı kuruluşlar Y-1, Y-2 ve Y-3ü yapmak istediler. Neriman Posbıyık Sevgi Çemberi adı altında yapmak istediğini söyleyince Neriman Hanıma bıraktım. O dönemde aldığım ödüller inanılmazdı. Halen Zonguldak Sosyal Hizmetler Kurulu 6 yıldır üyesiyim. Beşiktaşta büyümemden Beşiktaşlıyım.Ereğlide Ereğli Beşiktaş Taraftarlar Derneğinin bir yıllığına onursal Başkanı oldum.
Değişime ilişkin sorunuza cevabım ise toplum emekçisisiniz.2000 yılında Halk Kahramanı, 2005 yılında Ekmek Kardeşliği Üstün hizmet ödülleri. Onlarca Ulusal düzeydeki gazete ve dergilerdesiniz. Gazeteci Yazar Yavuz Donat beyin önerdiği kuruluşlardan pek çok ödül aldım. Elifnazcım büyüdü. Zaman hızla aktı, genç kız oldu.Bir cafe kızı olmayı düşündüğünü söyleyince Aslan burcunun karekteristik özellikleriyle hayatı sevmem, bakımlı olmam,güzeli bilmem, çok seyahat etmem, farklı boyutlarda gezip görmem,dünya görüşüm nedeniyle farklı değişiklik olsun istedim.Liseden sonra Üniversitede zorlanacağını insanların daha fazla acımasızlaştığını ve yalnız kalacağına inandığım için Elifnaza şık bir Cafe Restaurant Romantiki açtık.Romantik duygusal bir yer oldu. Eşim isim babasıydı, Romantikde Türk,Osmanlı,Meksika ,Akdeniz ve İtalyan Mutfağının seçkin lezzetlerini sunduk .Elifnaz 5 yıl boyunca Romantikin mutfağında ahçı olarak çalıştı.Çay koymaktan yanarım diye çekinirken, menemenler, omletler, salatalar yaptı. Karşı cinsi erkek olarak değil iş arkadaşı olarak gördü. Kasada parayı öğrendi.Yemek yapmayı öğrendi,beni tanımayan insanlar çok kolay yorum yapabilirler ama herhalde bu röpörtajımı okuduktan sonra bana farklı yönde de düşünecekler. Benden sonra yaşayabilmesi için gereken herşeyi öğrendi.bir kahve, bir çay yapmayı , bir yerde alışveriş yapmayı öğrendi.Hatta Pazar sabahları babasına menemeni Elifnaz yapar.Romantik Elifnaz için bir hayat okulu oldu. Yüksek kiralar, şartlar, o güzelliğe alışmış insanların gelememesi, biz evimizde dahi alkol alan bir aile değiliz, alkol kültürüm yok evlat için olabiliyor.Ardından Akide doğdu. Daha tatlı, erken saatte kapatabileceğimiz, mutlu olabileceğimiz, alkolsüz ve de farklı popüler, renkli, geç açabileceğimiz,kolay işler diyerek Akideye merhaba dedik.
Akide Cafenin dününü ve bugününü size detaylı şekilde ilerleyen sohbetimizde soracağım . Siz önceki yıllarda şiir dünyasına üç güzel eser kazandırmıştınız. Edebi yönünüz neden ağır basıyor?
Çok ilginçtir. Benim için en değerli hediye kalemdir. Çocukluğumda etrafa atılan kibrit kutularına notlar yazardım. Ama inanın halen bilgisayar kullanmasını bilmiyorum.Nasır tutan, kalem tutan ele bayılıyorum.Yazmadan yaşayamam.Bu hayat anlayışım.Sevinçli anlarımda yazamıyorum.Genellikle hüzünlü, gönlüm kırıldığı zamanlarda yazıyorum. Hatta başucumda not tutmak için kağıtlarım var.Şiir konusunda da çok yalnız kaldım.Karadenizin kadın şairi hemen hemen yok gibi. Rahmetli Maksude hanım,Benim kıymetimi bilmediler. Seninkini de bilmezler) diyerek değer ve destek göremediğinden yakınırdı. Ama ben yine de yılmadım, 3 kitap çıkardım. İlk kitabımın gelirini down sendromlulara, İkinci kitabımı yetiştirme yurdu öğrencilerine verdim.Üçüncüsü ise Ekmek Kardeşliği Projeme destek sağlayarak ekmek dağıtım merkezi açmıştım..
Bugünlerde yeni bir kitapın hazırlığındasınız. Bilgi verir misiniz ?
Şimdi dördüncü roman kitabımın adı Elifnazı hazırlamaktayım. Yazılıp gönderilmemiş şiirler,hikayeler,mektuplarım var.İnşallah bu yıl yayınlayacağım. Bunun dışında Beyaz Köşkün Gelini isimli hikaye kitabımda ilerleyen zaman içerisinde kitapseverler ile buluşacak. İçimdeki bakış açımı ,Bir Demet Yasemenkitabımda şöyle yansıtmıştım:
BENİM MEVSİMLERİM
Ben bir yaşamım. İçimde dört mevsim.
Mevsivlerimse hep bahar, her mevsim.
Hep renkleri çiçek, hep sesleri kuş.
Akide Cafe'nin hikayesinden bahseder misiniz? Akide isminin özel anlamı veya mesajı var mı?
Evet var. Benim babam diyabet hastasıydı.Evimizde kutu kutu ,kavonozlarda renkli akide şekerleri olurdu.Babam sıcak ekmeği çok severdi. Ekmek dağıtım merkezi mesajıda böyle çıktı.Diyabet hastasının yememesi gereken herşey evde vardı..Babam rahmetli olduğunda 28 yaşındaydım. Akidelere doydumama babamın tadına doyamadım genç yaşta aramızdan ayrıldı.O nedenle cafeye babamın çok sevdiği Akide şekerinin adını verdik.Cafeye gelen ,müşterilere herkese ücretsiz akide şekerleri, çeşitli şekerlemeler ikram ediyorum.
Cafe İşletmeciliği nasıl bir Girişim? İlçede Home Cafe açarak bir ilki Gerçekleştirdiniz. Akidede Home Cafe'ye insanları çeken nedir?
Ereğlide ilk Home Cafeyi açtım.Çok keyifli ve güzel bir mekan.
Çok keyifli,şık,dinlendiren güzel bir mekan,ama yine yanlızım yine dostlarım ve yakınlarım değil, vatandaş, engelli aileleri, ben hiçbir şey bekleyerek açmadım Akide Cafeyi
Açık ve temiz mutfağıyla , Şeker tadında vakitler , Ev yemekleri,ev mantısı ,ev kurabiyeleri, ev limonatası ,Şekerlemeler, hiçbir gıda ürünü hazır alınmamaktadır, El emeği mantı, makarna ve tarhanayı işlerinin uzmanı marifetli 6 ev hanımımız tarafından yapılmakta, Güneşli bir havada geldiyse şayet konuklarımız, bahçe kısmında oturabilir Manolya ağacının çevrelediği yemyeşil bahçesi ve eşsiz deniz manzarası eşliğinde mekanın keyfini çıkarabilirler,Dışarda oturmaya karar verseler bile konuklarımızın içeriye mutlaka uğramalarını tavsiye ediyorum.Mekanda Yemek yedikleri masayı, tabloyu ya da çok beğendikleri bir objeyi satın alma imkanı da mevcut,evlerinin salonundaki rahatlık ve kaliteli hizmet anlayışını sunmaktayız.Gözyaşlarını döküp, kahkalarını atabilecekleri, hayvan sevgisini pekiştirebilecekleri balıklar, kuşlar, su kaplumbağaları, çiçekler, Piyano-Gitar Mini Kütüphane,Günlük yerel ve Ulusal Gazeteler ve dergiler, bay ve bayan tuvaleti ayrı, ayrıca şunuda belirtmeden geçemeyeceğim Garsonlarım Üniversite öğrencisi onlara da eğitim dışında burada çalışmalarını sağlayarak katkı sağlıyorum.
Home Cafeme değerini bilenler gelsin, Akide Cafeye de öğrencilerim ,üst düzey kültürlü insanlar, taktir etmek isteyen yabancılar geliyor.İstanbuldan, Ankaradan, Düzceden hatta Zonguldakta açmam için teklifler alıyoruz. Ereğlide bir Çınaraltı kültürü var.onlara da saygı duyuyorum ama taş sesi beni yoruyor. Aynı kültür ve alışkanlıkları konuklarımız Akide Cafede yaşayabiliyorlar..
Akideye hiç gelmemiş biri için 5 kelime ile Akideyi anlatır mısınız?
Evinizde ki rahatlık, Sonsuz huzur, hijyen, lezzet ve şeker tadında keyifler.
Riskler, yorgunluklar ve başarıyla örülü yıllardan sonra geriye baktığınızda neler görüyorsunuz?
Biz karı koca olarak hayatımızda hiç bir şey için pişmanlık duymuyoruz,.Bir daha dünyaya gelirsem yine eşimle evlenmek isterim .Yine Üç çocuğum ve özel çocuğum olmasını isterim. Hayatta beni hiç bir şey yıldıramaz. Benim çocukluğumdan beri adım polyannaydı.Hayatı olduğu gibi kabul ettim, hayatı hep sevdim.Tanrı inancı ile yaşıyorum.Ölürsem özel çocuğumu kime emanet edebilir kime bırakabilirim diye hep düşünüyorum. O nedenle uzun bir yaşam diliyorum.Sadece Tanrıdan onun yanında olayım diye ömrümün uzun olmasını diliyorum.
Ereğliyi çok seviyorum ama kendim için hiç yaşamayı bilemedim.Ben hep verdim almayı da bilemedim Hayata bir misyon ile geldiğimi ve misyonumu tamamladığıma inanıyorum. Vatandaş olarak insanoğlu olarak görevimi yaptım. Artık iyi bir eş ve anne olarak görevimi tamamlamak istiyorum. Hep vermişim. Biraz almak ve kendim için yaşamak istiyorum.
.Hayatım boyunca enerjimi,ışığımı ve sevgimi paylaşmak istiyorum. Sevginin paylaştıkça çoğalacağına inanıyorum.
Başarınız:Hayatım
Hayal Kırıklığınız:İnsanlar
Mutluluğunuz:Verdiklerim
Endişeniz:Ölüm
Sevdiğiniz:Ailem insanlar ve hayat
Hobiniz:Yazmak, dekorasyon seyahat etmek
Giyim Tercihiniz:Marka asla şık ve yakışan, yerinde giyinen olmak.
Son okuduğunuz Kitap: Bülent Gardiyanoğlu-İki Tam Bir Yedek-Evrenin İlahi Dili
Tatil:Görmediğim en ücra köşe bile olabilir, Dünyanın her yeri
Akide:Şeker tadında vakitlerden sonra farklılık
Elif Naz:Hayatım, nefesim,ışığım hayatını kurması bunun için elimden geleni yapacağım.
Sen dünyanın en tatlı nazı
Elifnazım nazlımsım benm
Her yeni sabahı her biten akşamı
Seninle yaşarım ben
İlkbaharlarımın mis kokulu çiçeği
Sevimli şirin böceği
Yazlarımın yürek ısıtan sıcağı
Masmavi uçsuz bucaksız engin denizi
Sonbaharlarımın hüzün sinmiş dalları
Dökülen saf masum yaprakları