Alaplı'ya bağlı Büyüktekke köyünde Osmanlı dönemine ait oldukları ve tarihi değer olduğu belirtilen mezar taşları, müze müdürlüğü ekipleri tarafında toplanarak müzeye getirildi. Yaklaşık 27 mezar taşı, parçaları birleştirildikten sonra koruma amacıyla müze müdürlüğünde sergilenecek. Konuyla ilgili olarak gazetecilere açıklamada bulunan Ereğli Müze Müdürü Ahmet Mercan, "Mezar taşları yaklaşık 100-150 yıllık geçmişi olan Osmanlı dönemine ait. Bu mezar taşlarının yasaya göre bulundukları yerde korunması esas olmakla beraber mezar taşları mezarlıkta olmadığından dolayı, orijinal yerinden kaldırıldığı için kurul tarafından yerinden alınarak müze de korunması kararı verildi. Bizde kurul kararı ile mezar taşlarını alarak müzemize getirdik. Kimlere ait olduğu üzerinde ki Osmanlıca kitabesi okunduktan sonra kime ait oldukları belirlenebilir. Muhtemelen o bölgede yaşayan insanlara ait olan mezar taşlarıdır" dedi.
MEZAR TAŞLARININ HZ. PEYGAMBER SOYUNDAN OLDUĞU İDDİA EDİLMİŞTİ
Geçtiğimiz sene Cihan Haber Ajansı tarafından yapılan haberde Ereğliye bağlı Ormanlı beldesi lisesinde edebiyat öğretmenliği yapan Osmanlı tarihi araştırmacısı Recep Çetin, Alaplı ilçesi Büyüktekke köyünde bulduğu mezar taşının, Hz. Peygamber soyundan Es-Seyyid Osmanağa Yazıcızadeye ait olduğunu tespit etmiş, mezar taşının üzerindeki yazıları hem kendisi okuyan hem de başkalarına okutan Çetin, mezar taşının Hicri 1251, Miladi 1830'lu yıllara ait olduğunu iddia etmişti.
Çetin, o dönem yaptığı açıklamasında, "Bu bölgede ne kadar Osmanlı'ya ait iz ve taş varsa bu konuda bilgi sahibi olma adında yörede çalışmalar yapıyorum. Bu anlamda da bu köyümüzde Osmanlıca olan mezar taşları dikkatimi çekti. Bu mezar taşlarını tek tek fotoğraflayıp okuttuk. Bizim için önemli bu taşı değerli kılan Peygamber Efendimiz'in soyundan bir insanın yattığı konusudur. Zaten zatın ismini de kendimiz okurken gördük. Es-Seyyid Osmanağa Yazıcızade diye taşta belirtiliyor. Bu taş 1251 Hicri yılına ait bir taş. Zat o yıllarda vefat etmiş. Bu da bizim miladi takvime göre 1830'lu yıllara intikal etmektedir. Geçmişini düşündüğümüzde bu yörenin 1700'lü yıllardayken Osmanlı döneminin izinin bir belgesi, bir bulgusu olarak değerlendirebiliriz.