Soma linyit ocaklarındaki yangın onlarca madencimizin canına mal olurken yüreklerimiz karalar bağladı.Yasımız dünyaya çığ gibi yayılırken ihmal, tedbirsizlik, iş güvensizliği ise Kadercilik anlayışımızın tepkisiyle karşılık buldu.
Kömür ile bütünleşen Karaelmas diyarında yaşayanlar Somadaki iş kazasının katliama dönüşeceğinin bilinciyle gözyaşına boğuldu. Ocak yangının geliştirdiği karbonmonoksit gazı yüzlerce madenciyi sonsuzluğuna alırken yerin üstü gözyaşı seline dönüştü. Uzmanlık gerektiren madencilik sektöründe taşeronlaşma ve ucuz işçilik anlayışına doğa bile isyan etti.Alınteri dökerek ekmeğini yerin yüzlerce metre derinliklerinden çıkaran gencecik insanlarımızın kaderlerinde sessiz şehitlik olmak varmış. Ne kadar geliştik dersek diyelim dünya ölçütlerinden çok geride olduğumuz gerçeğini değiştiremeyiz. Biz ne zaman insana insan gibi, işçimize de hak ettiği iş güvencesi, evrensel hak ve özgürlükler, örgütlenme kültürünü veremediğimiz sürece her faciaya Kader algısıyla bakmaya devam ederiz. Ateş düştüğü yeri yaktıgı gibi ulusca yüreklerimizi yakıyor. Başımız sağolsun.
Mesleğimizde de kadercilik algısı egemen. Yerel seçimlerin ardından ilçede oluşan yeni yönetim anlayışının bundan pek farkı yok. Ereğli Belediye Başkanı seçilen Uysal Ereğlinin değişimi gerçekleştireceklerini ve de aydınlatmayı başlatacaklarını söylemişti ancak, Belediye Yönetimi Ereğlideki gazeteleri ikiye ayırmış. Tercih kriterleri ilkel ve önyargılı,olmalı ki sapla samanı karıştırmış. Daha çok yandaşlık, karşıtlık uygulamalarını yaşıyoruz. Hayat aydınlanırken bazen güneş tutulması da olur. Biz ilkelerimizle güneşi de aydınlatır ,güneşi de tutarız. Bu da bizim ilkel algılama kültürümüzle Kaderimiz mi ?
Bu sayımızda Ereğli TSO tarihinde bir ilke yer veriyoruz. TSO Meclisinde ilk kez bir hemcinsimiz Meclis Başkanvekili olarak hizmet veriyor. Sayın Sibel Demirçinin iş kadını olarak bugünlere kadarki mücadelesini röportajımızla okurlarımıza sunuyoruz.
Yeni bir sayıda buluşmak dileklerimle.