İnsanlığın var oluşundan buyana yaşananlar şarkıları, türküleri, şiirleri de var etmiştir. Yaşadığımız bölgenin gelenek ve görenek kültürü folklor ve oyun havalarımızla da bütünleştiğinden pek çoğu halen günümüzün vazgeçilmezleri arasındaki yerini koruyor. Birçoğu da tarihin, yaşamın ve de anıların karanlıklarında yok oluyor.
Suyunu içtiğimiz, ekmeğini yediğimiz ve yaşamımızı sürdürdüğümüz Ereğlide öz kültürümüzün güzellikleri benliğimizde yerini korurken popüler müziğin yanında söz, nişan, düğün, sünnet ya da herhangi bir etkinlikte yaşadığımız alanın oyun havaları günümüze renk katıyor. O renkler içimize, ruhumuza sıcaklık, sevecenlik ve duygu dalgalanmaları veriyor. Bazende o günkü ruh ve duygu dünyamıza neşe yerine insanı geriyor.
Ereğlinin ünlü anonim türküsü,A benim söm söm yarimin havası da değişmiş. 30 Mart yerel seçimlerinden beri bana bir başka söyleniyor gibi geliyor. Birileri çalıyor, birileri de oynuyor mu, oynatıyor mu ? Bir curcunadır gidiyor.Tiyatroların yaz sezonu turneleri daha başlamadı ama Ereğli tiyatrosu 30 Martta perdelerini açtı . Sahnelenen eser belli, roller belli, aktörler belli de figüranlar rollerini tam bilemiyorlar. Rol şaşkınları gibiler. Sahneyi ışıklarıyla efektörlerin ne yaptığı da anlaşılır gibi de değil.
Ereğliye hizmet etmiş Belediye başkanlarının fotoğraflarının bulunduğu yerde kaide üstündeki 3 dönemin Belediye başkanları Dr. Dündar Güçeri, Ruhi Cöbekoğlu ve Halil Posbıyıkın büstleri bir gecede kaldırılıverdi. Sıradan ve usulden tepkiden başka bir şey olmadı. Belediyeden net ve kamuoyunu aydınlatıcı açıklama yapılmadı. Daha önce de geçmişin izlerini yansıtan Sevgi Barış Dostluk yazılı tabelalar kaldırılmıştı.. Yakında Ruhi Cöbekoğlunun adı verilen ama engellilerin yararlanamayıp baktıkları asansörü kilitli üst geçit de bir gece yarısı uzaya giderse şaşırmamalı.
**************************************************
Bu sayımızda Ereğlinin tanınan ama yaşam dünyasındaki mücadele ile bunu toplumla paylaşarak kurumlaştırmaya çalışan Yasemin Madenciyle röportajımıza yer verdik. Yasemin hanımın bir anne olmanın ötesinde çocuğunun hayata hazırlanması, eğitilmesi, normal bir insan haline getirilmesindeki sevgi, inanç ve mücadele gücünün ayrıntılı öykülerini okurlarımızla paylaşıyoruz.
********************************************************
Yaşadığım Gülüç sahnesi de bir alem. Parti değiştirip seçim kazandığından beri yüzü gülmüyor, ama birilerinin eline tutuşturduğu karanfillerle evlerin kapılarını çalmakla güya sempati kazanıyor. Yüzü gülmeyenin empatisi mi antipatisi mi yansır sormak gerekir. Günlerdir alınamayan çöp yığınlarının yeni konuğu solmamaya direnerek çöpçü bekler olmuş.
Yeni bir sayıda buluşmak dileklerimle.