SON DAKİKA

İster miydim ?

05 Ekim, 2016 16:40 Güncelleme: 13 Ocak, 2024 01:41

"Yaşam  planladığımız  gibi olmuyor !’’ sözünü yaşantımda  hep kullandım. Çünkü yaşam gerçekten  uzun vadeli hesaplar yaptığımızda maalesef düşündüğümüz, planladığımız ve de istediğimiz  gibi olmuyordu. 

Mesleğe başladığımda  17 yaşındaydım. O yaşlarda  bu mesleğin  uzun soluklu olabileceğini  hiç düşünmemiştim. Bazı insanlar meslekleri ile örtüşür. Benim ki de öyle oldu. Sosyal yönümün kuvvetli olması, beşeri ilişkileri önemsemem, toplumun herkesimi ile meslek, sınıf ve kişi  ayrımı yapmadan görüşmem, empatiyle  yaklaşmam  başarmak  hedefimi gerçekleştiriyor.

Peki! Düşüncem de yaşam  planımın içinde yıllarca hizmet verdiğim meslek dalı ile ilgili iş kurmak var mıydı? Tabi ki  yoktu. Benim en büyük arzum o dönemlerde çalıştığım kuruma iyi hizmet verebilmek, iyi noktalara gelmesini sağlamaktı. Ereğli’de çalıştığım 4 radyo frekansı ve bir tv kanalında emeğim ve attığım imza çoktur. Ama ne var ki  İnsan en nankör yaratıktır. Onlar unutmuş olabilir ama halk asla unutmaz.. 2013’de benim için yeni dönemin miladıydı. Konuyu bilenler biliyor. Tekrar temcit pilavı gibi yinelemek gerekmiyor..

Meslek yaşamımın  en zor dönemi, en kara yılı 2013 oldu. Çalıştığım TV kanalından tüm emeklerimin  karşılığını alamadan ayrılmak zorunda kaldım. O kurumun duvarlarının dili olsada konuşsa.!

Yaşamım boyunca çalışmayı, üretmeyi severek hedeflerime ulaşmaya çalıştım. Artık çalıştığım kurumlar için değil sırada  kendim için hedefler koyma zamanı  vardı.. Cep delik, cepken delik sıfır sermaye ile işimi  kurdum. O süreçte bana yardım eden esnaf, siyasetçi, kendi mesleğimden 2-3 kişiyi geçmez. Gerçekten  büyük bir özveri ve destekle  yardımcı  oldular. 

O günleri unutamam. Geçmiş, daima  geleceğe ışık tutar. Kiraladığım  ofiste hava kararıncaya kadar çalışırken  cebimde elektrikleri açtıracak  para dahi yoktu. Akşam olunca Şafak Erel ağabeyimin matbaasına gider ya da Can Radyo’da çalışırdım.  İlerde ömrüm yeterse  bizim meslek kolunu ve yaşadıklarımı,, Ereğli’de basın  üzerine bir kitap yazıp daha kapsamlı  her şeyi değerli okurlarım ile paylaşacağım.

Bunları  yazarken biraz duyguluyum. Teknik  bir yazı olsun istemedim.  Gazetemi kurduğum günden bu yana hizmet insanı olduğumuz için benim gibi değil, bir başkasının yanında çalışıyormuş gibi emek verdim. Emek vermeye devam ediyor ve edeceğim.

İçim düğüm düğüm. Kelimeler, sözcükler birbirine giriyor. Yaşam koçu Mümin Sekman’ın,’’ Azmin Zafer Öyküleri’’  kitabının  bir serisinin  arka kapağında  Mehmet Akif Ersoy’a ait İstiklal Marşımızın bir satırındaki ” …Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım” sözü beynimde şimşek gibi çakıyor. Hiç biri bana zincir vuramadı. Ne düşünceme ne yapmak istediklerime ne de hedeflerime ulaşabilmemde…

Mesleğimiz cinsiyetin geçerli olmadığı  bir meslek. Zaten bu meslekte yer almak ve uzun soluklu olabilmek ,ezilmemek, örselenmemek ve direnmek için cinsiyetinizi unutacaksınız.  

Ben ezilmeden, bükülmeden kişilik ve karakterimle  mesleğin olmazsa olmazı ilkelerimizle  çalışmaya devam edeceğim. Kamuoyunu aydınlatma görevimi en iyi şekilde sürdüreceğim. Daha bekleyen  ve yaşama  geçirmem gereken pek çok projemi zamanı iyi değerlendirerek  değerleri okurlarıma sunacağım. Benim için, Allı yeşilli, Boyalı basın… ne derlerse  desinler umurumda olmaz.  Çünkü onlar yetersizliklerini,günü birlik işlerle uğraştıklarından ,hedefsizlik ve kurumsallaşamadıklarından  yoksunluklarını yansıtıyorlar. Varsın devam etsinler. Beni iyi takip etmeye devam etsinler. Çünkü 20 senelik meslek yaşamımın sadece kendime ait bölümündeki  3  yılda  bu mesafeye ulaşabildim. Meslek yaşamımda daha  neleri  gerçekleştirebileceğimi  akılları dahi kestiremeyecek.

Yeni yaşımız kutlu olsun. Güzel olsun. Önce sağlık olsun ki sizlere sağlıklı ulaşabilelim.

Sevgiyle kalınız..