"Yaşam planladığımız gibi olmuyor ! sözünü yaşantımda hep kullandım. Çünkü yaşam gerçekten uzun vadeli hesaplar yaptığımızda maalesef düşündüğümüz, planladığımız ve de istediğimiz gibi olmuyordu.
Mesleğe başladığımda 17 yaşındaydım. O yaşlarda bu mesleğin uzun soluklu olabileceğini hiç düşünmemiştim. Bazı insanlar meslekleri ile örtüşür. Benim ki de öyle oldu. Sosyal yönümün kuvvetli olması, beşeri ilişkileri önemsemem, toplumun herkesimi ile meslek, sınıf ve kişi ayrımı yapmadan görüşmem, empatiyle yaklaşmam başarmak hedefimi gerçekleştiriyor.
Peki! Düşüncem de yaşam planımın içinde yıllarca hizmet verdiğim meslek dalı ile ilgili iş kurmak var mıydı? Tabi ki yoktu. Benim en büyük arzum o dönemlerde çalıştığım kuruma iyi hizmet verebilmek, iyi noktalara gelmesini sağlamaktı. Ereğlide çalıştığım 4 radyo frekansı ve bir tv kanalında emeğim ve attığım imza çoktur. Ama ne var ki İnsan en nankör yaratıktır. Onlar unutmuş olabilir ama halk asla unutmaz.. 2013de benim için yeni dönemin miladıydı. Konuyu bilenler biliyor. Tekrar temcit pilavı gibi yinelemek gerekmiyor..
Meslek yaşamımın en zor dönemi, en kara yılı 2013 oldu. Çalıştığım TV kanalından tüm emeklerimin karşılığını alamadan ayrılmak zorunda kaldım. O kurumun duvarlarının dili olsada konuşsa.!
Yaşamım boyunca çalışmayı, üretmeyi severek hedeflerime ulaşmaya çalıştım. Artık çalıştığım kurumlar için değil sırada kendim için hedefler koyma zamanı vardı.. Cep delik, cepken delik sıfır sermaye ile işimi kurdum. O süreçte bana yardım eden esnaf, siyasetçi, kendi mesleğimden 2-3 kişiyi geçmez. Gerçekten büyük bir özveri ve destekle yardımcı oldular.
O günleri unutamam. Geçmiş, daima geleceğe ışık tutar. Kiraladığım ofiste hava kararıncaya kadar çalışırken cebimde elektrikleri açtıracak para dahi yoktu. Akşam olunca Şafak Erel ağabeyimin matbaasına gider ya da Can Radyoda çalışırdım. İlerde ömrüm yeterse bizim meslek kolunu ve yaşadıklarımı,, Ereğlide basın üzerine bir kitap yazıp daha kapsamlı her şeyi değerli okurlarım ile paylaşacağım.
Bunları yazarken biraz duyguluyum. Teknik bir yazı olsun istemedim. Gazetemi kurduğum günden bu yana hizmet insanı olduğumuz için benim gibi değil, bir başkasının yanında çalışıyormuş gibi emek verdim. Emek vermeye devam ediyor ve edeceğim.
İçim düğüm düğüm. Kelimeler, sözcükler birbirine giriyor. Yaşam koçu Mümin Sekmanın, Azmin Zafer Öyküleri kitabının bir serisinin arka kapağında Mehmet Akif Ersoya ait İstiklal Marşımızın bir satırındaki Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım sözü beynimde şimşek gibi çakıyor. Hiç biri bana zincir vuramadı. Ne düşünceme ne yapmak istediklerime ne de hedeflerime ulaşabilmemde
Mesleğimiz cinsiyetin geçerli olmadığı bir meslek. Zaten bu meslekte yer almak ve uzun soluklu olabilmek ,ezilmemek, örselenmemek ve direnmek için cinsiyetinizi unutacaksınız.
Ben ezilmeden, bükülmeden kişilik ve karakterimle mesleğin olmazsa olmazı ilkelerimizle çalışmaya devam edeceğim. Kamuoyunu aydınlatma görevimi en iyi şekilde sürdüreceğim. Daha bekleyen ve yaşama geçirmem gereken pek çok projemi zamanı iyi değerlendirerek değerleri okurlarıma sunacağım. Benim için, Allı yeşilli, Boyalı basın ne derlerse desinler umurumda olmaz. Çünkü onlar yetersizliklerini,günü birlik işlerle uğraştıklarından ,hedefsizlik ve kurumsallaşamadıklarından yoksunluklarını yansıtıyorlar. Varsın devam etsinler. Beni iyi takip etmeye devam etsinler. Çünkü 20 senelik meslek yaşamımın sadece kendime ait bölümündeki 3 yılda bu mesafeye ulaşabildim. Meslek yaşamımda daha neleri gerçekleştirebileceğimi akılları dahi kestiremeyecek.
Yeni yaşımız kutlu olsun. Güzel olsun. Önce sağlık olsun ki sizlere sağlıklı ulaşabilelim.
Sevgiyle kalınız..