Yorucu ve yoğun tempolu bir yılı geride bırakmaya gün sayarken planladığımız hedeflere ulaşabilmek için ekonomik ve sosyal dalgalanma her kesime yansıyor..
Siyaset yönlendirmeleri yaşadığımız kentle birlikte ilgi alanlarımıza hatta her gün adımladığımız sokağımıza kadar etkisini gösteriyor. Bu etkileşim alışılmış ve yerleşik algı değerlerinde saman alevi örneği gibi benzerlikler yaratıyor. Demokratik ve toplumsal edinimlerimize gösterilen duyarlılıkla birlikte duyarsızlık, sessizlik ve suskunluklar olarak karşımıza çıkıyor.
15 Temmuz darbe kalkışmasından bugüne kadar geçen süreci değerlendirdiğimizde Ereğlide siyaset üretenler sorun yumağına dönüşmüş yatırımları ileri tarihli vaat tazelemeleriyle gündemde yer almaya çalışıyorlar. Kent yaşamı ortaklığı kültürüne farklı açılardan bakıldığı sürece kısır ve kolaycılık siyasetinden öteye geçemiyor.
Demokratik değerlerimiz ve toplumsal paylaşımlarımızdaki ayrımcılık STÖlere kadar inerken kış saati uygulamasının kaldırılması sonucu binlerce aileler sabahın karanlığında okullarına gidiyorlar. Sabahın aydınlığıyla geleceğimizin teminatı çocuklarımız sınıflarda, aileler ise evlerinde buluşuyor. Ereğlide olduğu gibi yurdun birçok yerinde yakınmalar basına da yansımaya başladı. Birkaç gün sonra yoğun kar yağışları başlayınca Ailelerin tedirginliği daha da artacağını düşünmeye gerek görmüyorum.
5 Aralık tarihi bizler için çok anlamlıydı. Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 82.yıldönümüydü. Benim için büyük anlam ifade eden o günümü paylaşarak kutlayanlara bir kez daha teşekkür ediyorum. Birkaç STÖ nün dışında diğer STÖlerin kadın haklarını, kadının toplumda hak ettiği yeri ve konumunun nereye kadar bilincinde olduğu tartışılır. Kadına şiddetin önlenmesini göstermelik kampanyaya çevirip karanfil dağıtanlar 5 Aralıkta suskun kalmakla gösterdiler. Ancak seçim olduğu zamanda eşini koluna takarak sandık başına götürmekle de övünürler. İşte biz böyle algı farkındalıklı bir toplumuz. Ailenin temel direği olan kadınlarımızı bir gülücükle veya bir tek çiçekle gönlünü alabilenleri kutluyorum. Birçok işyerlerinde çalışan kadınlarımıza hangi işveren kutlayabildi mi? İş olsun cinsinden kutlama mesajını esirgeyenlerle sessizliktekilere karşın bizim için 82 yılın edinimi bugünde yaşam değerlerimizdir.
Siyasetin argümanı haline gelen Erdemir OHAL sürecinde toplu sözleşmeyi sonuçlandırmada gün sayıyor. OHALe göre grev uygulamasının yapılamayacağını bilen Türk Metal Sendikası MESS ile birkez daha masaya oturacak. İşverenin saat ücretini 68 krşdan 1.70e çıkarması Sendikanın da İyi niyet jesti yaparak 3 TLlik ücreti 2.70e çekerken işçiden alkışlarla onay aldı. Büyük bir olasılıkla saat ücretinde 2-2.5 TL bandında uzlaşma sağlanarak Ayşe tatile çıkmayacak, gözyaşı dökmeyecek.
Siyasetçilerin ardından Belediye Başkanı da Erdemire gönderme furyasına katıldı. Erdemirin bazı tesis binalarını ve Gülüçe atık dökmesine, Erdemirden içme suyu alımı konusuna tepki gösteren Başkan Uysal, dünlerde Halil Posbıyıkın çıkışlarını tekrarlıyor.
Böylesi bir ortamda Başbakan Binali Yıldırım, sorunlar yumağında bunalan Zonguldaka geliverdi. Yılan hikayesine dönen Filyos endüstri bölgesi kapsamında yer alan Filyos Limanının temel atma töreninde Müjdeli vaatlerden umduğunu bulamayan Zonguldaklılara yeni bir müjde veremedi. Konuşmasında Madenciler sizlerle sonra konuşacağım diyen Başbakan Yıldırım GMİSe ziyaretinde net ve aydınlatıcı bilgi veremezken sendika Başkanının verdiği dosyayı inceleyeceğim vaadi ile ayrıldı. MHP İl Başkanlığına sürpriz ziyaretinde ise Başkanlık seçimi maratonu için adeta mavi boncuk sundu.
Gazetemize güç ve destek veren okurlarımızla yeni bir sayıda buluşmak dileğimizle sevgi ve saygılar sunarım.